Post by ggull on Dec 28, 2007 1:08:15 GMT 3
Birçok kiþi tarafýndan iþlenmiþ olan konuyu Fuzulî, mesnevî türünde kaleme almýþtýr. Eser hala çok kýymetlidir. Mesnevî tarzýna ve Türk diline yenilik getiriþtir. Eserin iç örgüsü çok saðlamdýr.
Bu hikayenin konusu kýsaca þöyledir: Leyla ve Kays(Mecnun’un asýl adý) ilkokul yýllarýnda birbirlerine aþýk olmuþlardýr. Kýsa zamanda heryere yayýlan bu aþký duyan annesi Leyla’yý okuldan alýr ve Kays’la görüþmesini yasaklar. Ayrýlýk ýstýrabýyla mahvolan Kays halk arasýnda Mecnun diye anýlmaya baþlar. Bu sevda yüzünden çöllere düþen Mecnun’a birçok kiþi Leyla’yý unutmasýný söyler; ancak onun için kainat artýk Leyla’dan ibarettir ve hiçbir þekilde bu aþktan vazgeçmez. Hatta babasý onu bu dertten kurtulmak üzere Allah’a yakarmasý için Kabe’ye götürür; ama o tam tersine derdinin artmasý için dua eder. Hem Leyla’nýn hem Mecnun’un halleri gittikçe periþanlaþmaktadýr. Baþkasýyla nikahlandýrýlan Leyla, kocasýndan kendisini uzak tutmak için bir hikaye uydurur ve bir süre sonra adam ölür. Bu sýrada Mecnun çöldedir ve aþkýn bin bir tülü cefasýyla yoðrulmaktadýr, bu sýrada dünyayla bütün baðlantýsý kesilir ve sadece ruhuyla yaþar hale gelir. Leyla’nýn vücudu da dahil olmak üzere bütün maddi varlýklarla iliþkisi bitmiþtir. Birgün Leyla çölde onu bulur ama Mecnun onu tanýmaz ve “Leyla benim içimdedir, sen kimsin?” der. Onun eriþtiði mertebeyi anlayan Leyla gider ve bir süre sonra ölür. Onun ardýndan da Mecnun hayata veda eder, böylece ruhlarý hakiki kavuþmayý yaþar.
Bu hikayenin sonunda; seven ve sevilen bir olmuþlardýr. Aþýk kendini madde dünyasýndan tamamen soyutlamayý baþarmýþ ve sevdiðine ulaþmýþtýr. Bu noktadan sonra seven ve sevilen diye iki farklý kiþiden bahsetmekte yanlýþtýr; ruhlar ilahi visal(ilahi kavuþmaya)e ulaþmýþlardýr. Bu yüzden artýk Mecnun sevdiðini kendinden dýþarýda aramamaktadýr, bu dünyayý onun yeri kabul etmemektedir. Bu mesnevide Fuzuli, dünyevi aþký bir basamak olarak kullanýp onun üstünden maddeden ayrýlýp tamamen ruha ait olan ilahi aþký anlatýr.
Bu hikayenin konusu kýsaca þöyledir: Leyla ve Kays(Mecnun’un asýl adý) ilkokul yýllarýnda birbirlerine aþýk olmuþlardýr. Kýsa zamanda heryere yayýlan bu aþký duyan annesi Leyla’yý okuldan alýr ve Kays’la görüþmesini yasaklar. Ayrýlýk ýstýrabýyla mahvolan Kays halk arasýnda Mecnun diye anýlmaya baþlar. Bu sevda yüzünden çöllere düþen Mecnun’a birçok kiþi Leyla’yý unutmasýný söyler; ancak onun için kainat artýk Leyla’dan ibarettir ve hiçbir þekilde bu aþktan vazgeçmez. Hatta babasý onu bu dertten kurtulmak üzere Allah’a yakarmasý için Kabe’ye götürür; ama o tam tersine derdinin artmasý için dua eder. Hem Leyla’nýn hem Mecnun’un halleri gittikçe periþanlaþmaktadýr. Baþkasýyla nikahlandýrýlan Leyla, kocasýndan kendisini uzak tutmak için bir hikaye uydurur ve bir süre sonra adam ölür. Bu sýrada Mecnun çöldedir ve aþkýn bin bir tülü cefasýyla yoðrulmaktadýr, bu sýrada dünyayla bütün baðlantýsý kesilir ve sadece ruhuyla yaþar hale gelir. Leyla’nýn vücudu da dahil olmak üzere bütün maddi varlýklarla iliþkisi bitmiþtir. Birgün Leyla çölde onu bulur ama Mecnun onu tanýmaz ve “Leyla benim içimdedir, sen kimsin?” der. Onun eriþtiði mertebeyi anlayan Leyla gider ve bir süre sonra ölür. Onun ardýndan da Mecnun hayata veda eder, böylece ruhlarý hakiki kavuþmayý yaþar.
Bu hikayenin sonunda; seven ve sevilen bir olmuþlardýr. Aþýk kendini madde dünyasýndan tamamen soyutlamayý baþarmýþ ve sevdiðine ulaþmýþtýr. Bu noktadan sonra seven ve sevilen diye iki farklý kiþiden bahsetmekte yanlýþtýr; ruhlar ilahi visal(ilahi kavuþmaya)e ulaþmýþlardýr. Bu yüzden artýk Mecnun sevdiðini kendinden dýþarýda aramamaktadýr, bu dünyayý onun yeri kabul etmemektedir. Bu mesnevide Fuzuli, dünyevi aþký bir basamak olarak kullanýp onun üstünden maddeden ayrýlýp tamamen ruha ait olan ilahi aþký anlatýr.