Post by **uNdiScOVerEd*jSb** on Mar 29, 2008 10:34:51 GMT 3
13 YILDIR ABD’DE BÜTÜN REYTÝNG’LERÝ ALT ÜST EDEN “ER” ÝLE HAYATIN GERÇEK YÜZÜ...
Koridorlarýnda sevinç ve hüznün bir arada yaþandýðý acil serviste özel yaþamlarýný arka plana atan fedakar doktorlar insanüstü çabalarýyla yine nefesleri kesiyor. Ýlerleyen bölümlerde, “ER” ailesine yeni üyelerin katýlmasýyla hýrslý doktorlar arasýndaki otorite çekiþmeleri gittikçe büyüyecek. Bu sezon da sürpriz iliþkiler, öðrenilmemesi gereken gerçekler ve beklenmeyen ölümlerle çalkalanacak olan “ER”, hastane dramasýnda bir numara olduðunu bir kez daha kanýtlayacak.
E.R. HAKKINDA ÝLGÝNÇ BÝLGÝLER
ABD’de gösterime gireli 10 yýl oldu. Bu süre içinde çok sayýda oyuncu dizide rol alýrken bazýlarý yýldýzlýktan süper yýldýzlýða terfi etti.
Dizi ilk gösterime girdiðinde 3. sýnýftaki týp öðrencisi John Carter’ý oynayan Noah Wyle aradan geçen 10 sezon sonunda orijinal oyuncu kadrosundan geriye kalan tek kiþi. Dizide oynamaya baþladýðýnda 22 yaþýnda olan Wyle, þimdi 32 yaþýnda; evli, bir çocuk babasý ama hâlâ dizideki çocuksu havasýný koruyor.
ER'ýn dördüncü sezonunda bir bölüm ‘canlý’ olarak yayýnlandý. Söz konusu bölüm belgesel havasýnda çekildi ve canlý yayýndan önce oyuncular 8 defa prova yapmak zorunda kaldý.
ER'ýn 14 Emmy Ödülü var.
Michael Crichton (dizinin yaratýcýsý ve yapýmcýsý) Harvard Týp Fakültesi mezunu. Öðrenciliði sýrasýnda Massachusetts Hastahanesi’nde çalýþmýþ. Yazdýðý Five Patients (Beþ Hasta) adlý kitap da oradaki deneyimlerine dayanýyor.
ER oyuncularýndan birkaçý (en baþta Mark Greene) þu pek ünlü Top Gun filminde oynadý.
Ünlü yönetmen Quentin Tarantino ABD’de 1995’te yayýnlanan bir bölümü yönetti. (Bölüm tam anneler günü öncesine rastlar; bölümün adý ise Annelik’tir.) Tarantino varlýðýný her zamankinden daha ürpertici ameliyat sahneleri ile belli etmiþti.
ER’ýn týbbi açýdan ne kadar gerçekçi olduðu, gerçek hastahenelere ne kadar benzediði herkes tarafýndan merak konusudur... Ýþte bir doktorun cevabý: "ER hastalýklarý, yaralanmalarý ve hasta yoðunluðunu baþarýlý ile canlandýrýlýyor. Testler, test sonuçlarý ve önerilen tedavi yöntemleri genel olarak hastanýn durumuna uyuyor.
ACÝL SERVÝS JARGONU
ZAMAN ZAMAN ER EKÝBÝNÝN ANLAÞILMAZ KONUÞMALARINA TANIK OLAN ÝZLEYÝCÝLER ÝÇÝN ÞÝFRELERÝ KIRIYORUZ!
ACUTE MI (Akut Para Yetersizliði): Parasýz hastalarýn durumunu anlatmak için kullanýlýyor.
BAG 'EM (Torbala): Yapay nefes torbasýnýn takýlmasý için verilen komut.
BANANA BAGS (Muz Torbalarý): Kronik alkoliklere verilen vitamin içerikli sarý renkte bir sývý.
BITE (Isýrýk): Ameliyat dikiþi.
BLACK CLOUD (Kara Bulut): Yeni bir týp öðrencisinin ekibe dahil olduðunda beraberinde getirdiðine inanýlan kör talih.
BLEED THEM (Kanat): Hastadan rutin olarak kan alýnmasý.
BLUE BLOATER (Þiþkin Ringa Balýðý): Kronik bronþitli bir hastanýn yutkunmak ve nefes almakta zorlanmasý durumu. Bu durumda olan hastanýn göðsü þiþer.
BOUGHT THE FARM (Çiftliði Aldý): Ölüm
BOUNCE BACK (Geri Düþtü): Hastaneden taburcu edilen hastanýn geri dönmesi.
BUFF 'EM UP (Susat): Bir hastanýn elektrolitlerinin sabitlenmesi için sararacak derecede susuz býrakýlmasý.
CAMPERS (Kampçý): Tedavisi uzun sürecek bir hastalýðý olan çocuklar için kullanýlan terim.
CHEECH: Bir doktorun, ölümcül sorunu olan bir hastayý diðer bir doktora paslamasý (ya da baþýndan savmasý).
CHEST (Göðüs): Zatürree teþhisi için yapýlan röntgen.
CIRCLING THE DRAIN (Akýntýyý Döndürmek): Bir hastanýn tüm müdahalelere karþýn durumunun kötüye gitmesi. Dizide genelde “çabuk olun dönmeye baþladý” þeklinde geçiyor.
CITY TAXI (Taksi): Ambulansýn ücretini ödemeyen acil hastasý.
CODE BROWN (Kod kahverengi): Tuvaletini tutamayan ve yataðýna yapan hastalar için kullanýlan terim.
CRASH AND BURN (Kýr ve Yak): Durumu giderek ciddileþen hasta içi kullanýlýyor.
CRISPY CRITTER (Çýtýr Çýtýr): Ölümcül yanýklar.
CRUMP (Kramp): Hastanýn ölmesi. Dizide “kalp krizi geçiren hastaya kramp girdi” þeklinde geçiyor.
CYA MEDICINE: Bir doktorun, hastasýnýn onu ‘kötü tedavi ettiði’ gerekçesiyle dava etmesini engellemek için, gerekli gereksiz tüm testleri yaptýrmasý.
DEAD SHOVEL (Ölüm Küreyici): Kar temizlerken kalp krizi geçiren kiþi. (Chicago'da 6 ay kar yaðdýðý için sýk rastlanan bir vaka söz konusu.)
DONOR CYCLES: Trafik kazasýnda ölenlerin organlarýnýn baðýþlanmasý. Kazadan hemen sonra yetiþtirildikleri için, bu kimselerin organlarý saðlam durumda kalýyor.
DROP A TUBE: Hortumun hastanýn vücudunun içine sokulmasý, örneðin mide temizlenmesi için sokulan hortum gibi.
DUMP (Çöp Yýðýný): Bir baþka doktorun gönderdiði ve baþtan savýlmasý zor olan hasta.
ETU (Ebedi Bakým Ünitesi): Morg sözcüðünün ER doktorlarý arasýnda kullanýlan ‘kibar’ þekli.
FERTILE MYRTLE (Bereketli Mersin Aðacý): Sýk sýk hamile kalan kadýn hasta.
FOS: X Ray’deki görüntü üzerine bir lavmana ihtiyaç duyulduðunun anlaþýlmasý
GET BURNED (Yanmak): Büyük bir hata yapmak (Örnek: Göðüs aðrýsý olduðu halde evine gönderdiðim hasta ölünce gerçekten yandým.)
GOMER: (Get out of my emergency room - Acil odamdan defol) Durumu çok kötü bir hastaya bakarken, hastanýn biran önce kurtulmasý için kullanýlýyor.
Goober (Amerikan fýstýðý): Tümör. Örneðin bir göðüs X-ray’inde görünen tümör.
GORK God Only Really Knows (Sadece Tanrý Gerçekten Bilir): Umutsuz bir vaka ya da beyin ölümü yaþayan bir hasta.
GSW: (Gunshot wound) Ateþli silahla yaralanma vakasý.
Knife and Gun Club (Býçak ve silah kulübü): Varoþlarda bulunan, çok fazla býçak ve silah yaralanmasý vakalarý gelen bir hastane.
Pink puffer (Pembe üfleyen kimse): Anfizemi olup nefes almakta zorluk çeken kimse.
Soldiers (Askerler): Kronik gastrointestinal hastalýðý olan çocuklar.
Train wreck (Tren enkazý): Birçok sorunu olan bir hasta.
Vitamin H: Haldol adýnda, kavgacý insanlar için çok güçlü bir sakinleþtirici madde
Walking time bomb (Yürüyen saatli bomba): Aort anevrizmasý gibi her an ölümcül bir durum alabilecek bir hastalýðý olan kimse.
Wallet biopsy (Cüzdan biyopsi): Hastanýn bir hastaneden diðerine transfer edilmesine karar verilirken kullanýlan ifade
RÖPORTAJ
Dizinin 10 sezon boyunca tek deðiþmeyen üyesi Noah Wyle, ER deneyimini anlatýyor
Sizi dava etmeyeceðimize söz veriyoruz, bize dizide yaptýðýnýz en büyük hatayý anlatýr mýsýnýz?
Pilot bölümü çekiyorduk ve bir hastanýn ateþini ölçmem gerekiyordu. Malzeme dolabýna doðru gittim ve bir dil basacaðý ile döndüm. Gerçekten, utanç verici bir durumdu.
John Carter karakterinde sevdiðiniz nedir?
Çok yetenekli olmasa da olaðanüstü iyi niyetli oluþu. Kesinlikle sevimli ve temiz biri. Týp fakültesinden yeni gelmiþ herhangi bir öðrenci gibi geliþti kariyeri.
Hastalara ‘dikiþ atmayý’ nasýl öðrendiniz?
Annem Los Angeles’ta, bir ortopedi servisinde baþ hemþireydi. Eve dikiþ atma setini getirdi ve ben de pratik yapabildim. Pratik için, buzdolabýndan çýkarttýðýmýz tavuklarý kullanýrdým.
Anneniz ‘doktor oðluyla’ gurur duyuyor mu?
Eðer aileniz yaptýðýnýz iþi izliyorsa, kimse onlar kadar eleþtirel olamaz. Çekim bitmiþ, ben týrnaklarýmý yiyorum heyecandan ve annem arýyor: “Oðlum, hiçbir doktor önlüðünü en üst düðmeye kadar iliklemez...” Teþekkürler anne!
Oyunculuða ne zaman baþladýnýz?
Lise ikinci sýnýftaydým. Bir oyunda rol aldým ve aklým baþýmdan gitti. Sonrasýnda Northwestern Üniversitesi’nde oyunculuk eðitimine baþladým.
Ýlk rolünüz neydi?
Harikaydý, olaðanüstüydü! Robert Urich’in televizyon dizisinde repliðim vardý. Ansýzýn odaya girip baðýrýyordum: “Hey burada neler oluyor?”
Noah Wyle